Keşfet

“Bokura wa Minna Kawaisou”, komedi ve romantizm türünde bir anime olup, lise öğrencisi Kazunari Usa’nın başından geçenleri konu alır. Usa, ailesinin iş seyahati nedeniyle kendi başına yaşamaya başlar ve Kawai-Sou adlı, oldukça ilginç kişiliklerin yaşadığı bir pansiyona taşınır. Usa’nın en büyük beklentisi, sakin bir yaşam sürmek ve sevdiği kitaplara zaman ayırmaktır. Ancak gerçekler beklentilerinden çok uzaktır. Evin diğer sakinleri arasında sapkınlık derecesinde tuhaf davranışlar sergileyen bir oda arkadaşı, alkolik bir kadın, sadist eğilimli bir çalışan ve diğer çılgın karakterler yer alır. Ancak Usa’nın tesellisi, hayran olduğu sessiz, entelektüel ve güzel kız Ritsu Kawai’nin de aynı pansiyonda yaşadığını öğrenmesiyle başlar. Hikâye, Usa’nın Ritsu’ya duyduğu aşk ve bu renkli pansiyon ortamında gelişen dostlukları merkezine alır. Anime, romantizmin yanında mizahi yönüyle de dikkat çeker; özellikle karakterlerin absürt tepkileri ve günlük yaşamdaki küçük olaylar eğlenceli bir dille anlatılır.

Eğer kızarırsan, kaybedersin.”Bu prensip altında Nishikata, yan sırasındaki Takagai-san tarafından sürekli alay ediliyor. Gururu yerle bir olan Nishikata ona bir gün bunu ödeteceğine dair yenim eder. Günden güne farklı yöntemler ile onunla alay etmeye çalışır ama tam tersine her seferinde Takagi-san onunla alay eder. Acaba bir gün Nishikata Takagi-san’ın yüzünü kızartabilecek mi?

Dr. Tenma, Almanyada oldukça iyi bir konuma gelmiş, ünlü ve yetenekli bir beyin cerrahıdır. Daha öncelikli bir hasta yüzünden eşini kaybetmiş bir kadının, kocasının ardından ağlamasını gördükten sonra bundan sonra hiç bir hastasına sosyal statüsüne göre öncelik tanımayacağına dair kendi kendine karar verir. Bu kararından sonra kafasından vurulmuş bir çocuğu, belediye başkanına tercih eder. Bu kararı ona hastanedeki pozisyonuna, kariyerine, geleceğine ve nişanlısına mal olur. Tedavi ettiği çocuk bir süre sonra ortadan kaybolur. Bunu izleyen günlerde hastane müdürü ve Dr. Tenmayı suçlayan bir kaç doktor öldürülür. Tenma, eski pozisyonuna getirilir ama bu, onu cinayetlerdeki bir numaralı şüpheli yapmaya yeter.

Sakura-sou no Pet na Kanojo, yetenekli ama tuhaf öğrencilerin yaşadığı Sakura Hall yurt binasında geçen bir romantik komedi anime dizisidir. Sorunlu bir geçmişi olan ve oyun tasarımına tutkulu olan genç bir öğrenci olan Sorata Kanda, bir gün yurtta yaşamaya başlar ve hayatı, gizemli ve güzel bir kız olan Mashiro Shiinanın gelmesiyle altüst olur. Mashiro, çok yetenekli bir sanatçıdır ancak sosyal becerilerinden yoksundur ve Sorata, onun günlük yaşamında ona bakmak zorunda kalır. Bu süreçte, ikisi arasında beklenmedik bir bağ oluşur ve Sakura Hallda yaşayan diğer sıra dışı öğrencilerle birlikte, komik ve duygusal anlar yaşarlar. Anime, romantik gelişmeleri, arkadaşlıkları ve gençlerin kişisel gelişimlerini konu alırken, izleyicilere eğlenceli ve dokunaklı bir hikaye sunar.

Yagate Kimi ni Naru (Bloom Into You), diğerlerinden farklı olmak isteyen, aşkı hiç tecrübe etmemiş Yuu Koitonun hikayesini anlatır. Yuu, okulun öğrenci konseyi başkanı Touko Nanaminin, bir erkeğe aşkını itiraf ederken reddedilişine tanık olur. Toukonun Benim için özel biri olmana ihtiyacım var, demesi üzerine Yuu, Toukoya yaklaşır ve aralarında karmaşık bir ilişki başlar. Dizi, aşk, kimlik, cinsel yönelim ve kişisel gelişim gibi temaları işlerken, iki genç kızın birbirlerine olan duygularını ve bu duygularla başa çıkma çabalarını derinlemesine inceler. Yagate Kimi ni Naru, romantizm, drama ve psikolojik derinliği bir araya getiren etkileyici bir hikaye sunar

Tonari no Kaibutsu-kun (My Little Monster), ders çalışmaya takıntılı, asosyal bir öğrenci olan Shizuku Mizutani ile okulun en belalı öğrencisi olarak bilinen Haru Yoshidanın beklenmedik bir şekilde bir araya gelmesiyle başlayan eğlenceli ve duygusal bir hikayedir. Shizuku, Harunun okul notlarını getirmesi için görevlendirilir ve bu durum, ikisi arasında tuhaf bir ilişki kurulmasına yol açar. Haru, Shizukuya karşı romantik duygular beslerken, Shizuku ise başlangıçta bu durumdan rahatsız olur. Dizi, arkadaşlık, aşk, sosyal uyum ve kişisel gelişim gibi temaları işlerken, karakterlerin birbirlerini anlamaya ve değiştirmeye çalışmalarını konu alır. Tonari no Kaibutsu-kun, komedi, romantizm ve dramı bir araya getiren, izleyicilere keyifli anlar yaşatan bir yapımdır.

Lise öğrencisi bir kız olan Mei Tachibana, çocukluğunda yaşadığı bir olaydan dolayı kimseye güvenmemiş ve hiç arkadaş edinmemiştir. Bu nedenle okulda da pek sevilmez. Yamato Kurosawa ise okulun en popüler erkek öğrencisidir. Fakat bütün kızların aynı olduğunu düşündüğü için kimseye fazla yüz vermez. Yamato, okulda Mei ile karşılaşmasıyla Meinin farklı olduğunu düşünür ve arkadaş olmak ister. Mei ise arkadaş edinmeme konusunda ısrarcıdır. Mei, bir akşam yabancı biri tarafından takip edildiğini fark eder, fakat yardım isteyecek kimseye ulaşamaz. Son çare olarak aradığı Yamato, beklemediği kadar hızlı şekilde gelir ve Meiyi kurtarır. Bu olay her ikisinin hayatı için de bir dönüm noktası olacaktır.

One Week Friends, hafızasını her hafta sonu kaybeden Kaori Fujimiya ile onunla arkadaş olmak isteyen Yuki Hasenin hikayesini anlatıyor. Yuki, Kaorinin hafızasını kaybetmesine rağmen onunla arkadaş kalmaya kararlıdır ve her hafta Kaorinin hafızasını tazelemek için çaba gösterir. Bu süreçte, ikisi arasında derin bir bağ oluşur ve Kaorinin hafıza kaybının altında yatan nedenleri keşfetmeye çalışırlar. Anime, hafıza kaybı, arkadaşlık, aşk ve gençliğin karmaşıklığını ele alarak izleyicilere duygusal bir deneyim sunuyor. Her hafta sıfırlanan arkadaşlıkları, izleyicilerde hem hüzün hem de umut duyguları uyandırıyor.

Orange, lise öğrencisi Naho Takamiyanın, gelecekteki kendisinden gelen bir mektup almasıyla başlayan duygusal bir hikayeyi anlatır. Mektupta, Nahoya yeni transfer öğrencisi Kakeru Naruseyi kurtarması gerektiği söylenir. Gelecekteki Naho, Kakerunun intihar ettiğini ve bunu engellemek için geçmişe mesaj gönderdiğini belirtir. Naho ve arkadaşları, Kakeruyu kurtarmak için birlikte çalışırken, hem geçmişteki hatalarını düzeltmeye çalışır hem de Kakerunun iç dünyasındaki acıları keşfederler. Anime, arkadaşlık, fedakarlık, pişmanlık ve umut temalarını işlerken, izleyicilere hem hüzünlü hem de umut dolu bir deneyim sunar.

Your Lie in April, müzikal yeteneği olan ancak travmatik bir deneyimden sonra piyanoyu bırakmak zorunda kalan Kosei Arimanın hikayesini anlatır. Kosei, annesinin ölümünden sonra piyanodan uzaklaşır ve hayatında müzik yer almaz olur. Bir gün, özgür ruhlu ve yetenekli kemancı Kaori Miyazono ile tanışır. Kaori, Koseinin piyanoya olan tutkusunu yeniden alevlendirir ve ona müziğin güzelliğini yeniden keşfetme fırsatı verir. Anime, Koseinin müziğe olan yolculuğunu, arkadaşlıklarını ve aşkını ele alırken, hem duygusal hem de ilham verici bir deneyim sunar. Koseinin piyanoya olan yeniden bağlanması ve Kaori ile olan ilişkisi, hikayenin merkezinde yer alır.

Classic★Stars, Gloria Özel Akademisinde geçen bir hikaye olup, müzik, sanat ve spor alanlarında yetenekli gençlerin bir araya geldiği bir okulda geçiyor. Hikaye, müzikle iç içe geçmiş bir yaşamı ve rekabeti konu alıyor. Ana karakterlerden biri, Beethoven, müzikle tanışmadan önce bir savaşçıydı. Akademide, öğrenciler efsanevi müzisyenlerin isimlerini ve yeteneklerini keşfederken, bir boksörün müzik bölümüne geçiş yapmasıyla birlikte, kendi hediyesini bulma yolculuğuna çıkması anlatılıyor. Bu süreçte, karakterler sadece müzik yeteneklerini değil, aynı zamanda kendilerini keşfetme ve rekabet etme süreçlerini de deneyimleyecekler. Classic★Stars, gençlerin hayallerini gerçekleştirme çabalarını ve müziğin hayatlarındaki önemini vurgulayan etkileyici bir anime olarak öne çıkıyor

Nagi no Asu kara, deniz altında yaşayan insanlar ile kara üzerinde yaşayan insanların dünyalarının kesişimini konu alır. Denizde yaşayan dört çocuk, Manaka, Hikari, Chisaki ve Kaname, okullarının kapanmasıyla birlikte kara okuluna gitmek zorunda kalırlar. Karada yaşayan Tsumugu ile tanışmalarıyla birlikte, iki farklı dünya arasındaki ilişkiler karmaşıklaşır. Dizi, aşk, arkadaşlık, aile ve toplumsal farklılıklar gibi temaları işlerken, karakterlerin kendi iç dünyaları ve farklı kültürler arasındaki çatışmaları da ele alır. Deniz ve kara arasındaki yaşam tarzları, gelenekler ve duygusal bağlar üzerinden ilerleyen hikaye, izleyicilere görsel olarak etkileyici bir deneyim sunar.

Meg Ahududu sadece 17. doğum gününü kutlayan bir çırak cadı. Yani, sihirli öğretmeni ve yedi bilginin çok yıllık cadısı Fausta kadar aniden öleceğini açıklayana kadar. Ölüm cezası lanetini durdurmak için Meg, 1000 kişiden sevinç gözyaşları kullanarak yaşam tohumunu yaratmalıdır. Ebedi yaşam kazanmak için tanıştığı herkesten mutlu gözyaşlarını toplarken Mege seyahatlerine katılın!

Nanami Momozono, babasının borçları yüzünden evsiz kalan bir lise öğrencisidir. Parkta ne yapacağını düşünürken gizemli bir adam olan Mikage ile tanışır. Mikage, ona kalabileceği bir yer önerir ve Nanami oraya gittiğinde burasının terkedilmiş bir tapınak olduğunu fark eder. Meğerse Mikage, bir toprak tanrısıdır ve görevini Nanami’ye devretmiştir! Nanami artık yeni bir toprak tanrısıdır ve tapınakta yaşayan Tomoe adında huysuz ama güçlü bir tilki yokai (ruh koruyucu) ile tanışır. Zamanla Nanami tanrı olmanın sorumluluklarını öğrenirken, Tomoe ile aralarında romantik bir ilişki gelişmeye başlar. Fakat bu aşk, insanlar ve youkailer (ruhlar) arasındaki farklar nedeniyle birçok zorluğa ve engelle karşılaşır.

Apocalypse Hotel, medeniyetin çöküşünün ardından Tokyonun Ginza bölgesinde yer alan bir otelin hikayesini anlatıyor. İnsanların yok olduğu bir dünyada, bu otel hâlâ faaliyet göstermeye devam ediyor. Otelin içindeki robotlar, misafirleri ağırlamakta ve insanlığın kaybolmuş izlerini korumakta. Hikaye, doğanın toprakları geri almasıyla birlikte, otelin içindeki yaşamın ve hayatta kalma mücadelesinin nasıl şekillendiğini keşfederken, karakterlerin geçmişleriyle yüzleşmelerini ve yeni bir düzen kurma çabalarını ele alıyor. Apocalypse Hotel, hem görsel olarak etkileyici hem de derin temalar içeren bir anime olarak öne çıkıyor

Seri Natsuki, Tomoya, Keiichi ve Tsuyoshi isimli dört ana karakterin yaşamlarını konu alıyor. Günlerini derslerini bitirerek ve aşk hakkında tartışıp eğlenmeye çalışırarak geçiriyorlar. Ana karakterlerden biri olan Natsuki okuldaki Anna isimli bir kıza tutuluyor fakat diğerleri onların ilişkisine sık sık karışıyor.

Hikaye yakın bir gelecekte dünyanın dört bir tarafına yayılan androidlerin insanlar gibi göründüğü zamanda geçiyor. Androidleri üreten şirket SA, Giftia adında yeni bir tür android üretir. Giftiaların özelliği ise şimdiye kadar içinde en çok duygu barından androidler olmasıdır. Ama bu androidlerin bir hizmet sınırı vardır. Bu sınır dolduğunda androidler garip davranmaya başlar. Bu nedenle SA şirketi süresi dolan androidleri geri almak için bir takıma ihtiyaç duyar. SAda çalışmaya başlayan yeni işçi Tsukasa Mizugaki bir takım kurması ve diğer androidleri bulup getirmesi gerekecektir.

19. yüzyılın sonlarında, doğaüstü varlıkların — vampirler, hayaletler ve ölümsüzler — var olduğu alternatif bir dünyada geçmektedir. Hikâyenin merkezinde, kafası kesilmiş ama hâlâ yaşayan ölümsüz bir kız olan Aya Rindo, onun sadık yardımcısı Tsugaru Shinuchi ve hizmetçileri Shizuku Hasei yer alır. Aya, kendi bedenini geri kazanmak ve onu bu hale getiren kişiyi bulmak için Avrupa’yı dolaşırken aynı zamanda gizemli cinayetleri çözerek dedektiflik yapar. Aya’nın zekâsı ve Tsugaru’nun doğaüstü dövüş yetenekleri sayesinde ekip, çeşitli doğaüstü olayların ve suçların arkasındaki gizemleri çözer. Hikâye boyunca Drakula gibi tanıdık karakterler, dünya dışı suçlular, çılgın bilim insanları ve diğer dedektif figürleri ile karşılaşılır.

Rick and Morty: The Anime, orijinal Rick and Morty dizisinin Japon anime tarzında yeniden uyarlanmış, bağımsız bir versiyonudur. Seri, çılgın bilim insanı Rick Sanchez ile onun saf torunu Morty Smith’in evrenler arası, zaman ve gerçeklik ötesi maceralarını konu alır. Ancak bu versiyon, klasik Rick and Morty evrenine bağlı kalmak yerine, daha çok Japon anime anlatımı, aksiyon, felsefi temalar ve stilize animasyon teknikleri ile öne çıkar. Her bölüm, farklı evrenlerde geçen bağımsız hikâyeler veya alternatif versiyonlar sunabilir. Bu nedenle hem Rick and Morty hayranlarına hitap eder hem de anime tarzında yeni bir soluk getirir.

Arakawa Under the Bridge, modern Tokyo’da Arakawa Nehri’nin altında yaşayan tuhaf bir topluluğu konu alır. Hikâyenin ana karakteri, başarılı ve zengin bir genç iş adamı olan Kou Ichinomiya (Ric), bir gün hayatını borçsuz yaşama ilkesi yüzünden nehre düşer ve boğulmaktan Nino adında gizemli bir genç kız tarafından kurtarılır. Nino, aslında Venüs’ten geldiğini iddia eden eksantrik bir kızdır ve Ric’in kurtarılma borcunu ödemesi için ondan “aşık olmasını” ister. Bu tuhaf başlangıç, Ric’i Arakawa Nehri altındaki ilginç karakterlerle dolu bir topluluğa katılmaya zorlar. Orada, papaz kılığına girmiş eski bir gangster, yıldız maskesi takan adamlar ve daha birçok absürt figürle tanışır. Seri, absürt mizahı, toplumsal normlara hicvi ve romantik öğeleri harmanlar.