Keşfet

Dragon Ball Super, Dragon Ball Z serisinin devamı olarak, Goku ve arkadaşlarının evrenler arası tehditlerle karşı karşıya kaldığı yeni maceralarını konu alır. Goku, tanrılar seviyesindeki güçlü rakiplerle mücadele ederken Tanrılarla Savaş, Evren 6, Gelecek Trunks, Evren Hayatta Kalma Turnuvası ve Moro gibi birçok destansı hikâye yayında yer alır. Seri, Gokunun Super Saiyan God ve Ultra Instinct gibi yeni dönüşümleriyle gücün sınırlarını zorladığı bir yolculuğu anlatırken, aynı zamanda dostluk, rekabet ve kararlılıkla örülü klasik Dragon Ball ruhunu da korur. Yeni karakterler, çoklu evrenler ve büyük çaplı turnuvalar ile seri, aksiyon ve heyecanın dozunu daha da yükseltir.

Dünyada tek keşfedilmemiş olan devasa çukur ve mağaralar sistemine “Hiçlik(Abyss)” deniyordu. Derinliklerinde garip ve harika yaratıklar barındıran bu mağaralar sistemi aynı zamanda şu anki insanlığın üretemediği kalıntılar ile de doludur. Abyss’inin sahip olduğu bu gizemler, insanları onu keşfetmesi için cezbeder. Uçurumdan aşağı çukura dalan bu maceracılara ise “Mağara Akıncıları” denilir. Abyss’in kenarında bulunan Ousu şehrinde yaşayan kimsesiz bir kız olan Rico’nun hayali ise annesi gibi bir mağara akıncısı olup, mağara sisteminin gizemlerini çözmek. Bir gün Rico mağaraya keşif yapmak için gittiğinde insana benzeyen bir robot ile karşılaşır. Bu karşılaşmayla neşeli ve bir o kadarda heyecanlı hikâyemiz başlar.

**Ashita no Joe** (İngilizce: *Tomorrows Joe*), Japonyanın en ünlü ve etkileyici spor animelerinden biridir. Hikâye, sokak dövüşçüsü olan ve toplumun alt sınıfında yer alan **Joe Yabuki**nin boks dünyasına adım atmasını anlatır. Joe, zorlu geçmişi ve sert karakteriyle dikkat çeker, ancak boksu keşfettikten sonra, hayatını değiştirecek bir yolculuğa çıkar. Bu süreçte, ona rehberlik eden eski bir boksör olan **Takamori** ile tanışır ve rakipleriyle verdiği zorlu mücadelelerde kendisini geliştirir. Anime, Joenun mücadelelerle dolu hayatını, azim, dostluk, sevgi ve kayıplarla harmanlayarak derin bir şekilde işler ve izleyiciyi duygusal açıdan etkiler.

**Dragon Ball Kai**, Akira Toriyamanın klasik serisi **Dragon Ball Z**nin, daha hızlı tempolu ve gereksiz sahnelerin (filler) çıkarıldığı bir yeniden düzenlemesidir. Hikâye, Goku’nun Saiyan kökenini öğrenmesiyle başlar ve Z Savaşçılarının dünyayı, evreni tehdit eden güçlü düşmanlara karşı verdikleri mücadeleleri konu alır. **Saiyan**, **Frieza**, **Cell** ve **Majin Buu** sagaları yer alır. Kai versiyonunda animasyonlar HD olarak yenilenmiş, orijinal seriye sadık kalınmış ve tempolu bir anlatım sunulmuştur. Gokunun güçlenme yolculuğu, dostlukları ve savaşlarla dolu bu seri, özeti alınmış haliyle Dragon Ball Znin daha modern ve sıkıştırılmış bir versiyonudur.

Sürekli olarak geleneğe meydan okuyan ve geleneğe meydan okuyan güçlü, asi, inatçı, genç bir kadın olan Avatar Korra, tamamen gerçek bir Avatar olma arayışı içinde. Bu hikayede, Avatar kendi içinde dengeyi bulmak için mücadele eder.

*Fumetsu no Anata e* (To Your Eternity), ölümsüz bir varlığın, dünyayı ve insanlığı anlamak için geçirdiği dönüşüm yolculuğunu anlatır. Başlangıçta bir taş olan bu varlık, zamanla canlılara dönüşerek onların duygularını ve acılarını deneyimler. Her karşılaştığı kişiyle gelişir, büyür ve insan olmanın anlamını keşfeder. Seri, dram ve felsefi temaları işler.

Saiki Kusuo, telepati ve telekinezi dahil, envai çeşit süper güce sahiptir. Kulağa müthiş gibi gelse de, Kusuonun deneyimlerine göre süper güçler öyle sanıldığı kadar ahım şahım şeyler değildir. Kendisi, can sıkıcı yeteneklerine rağmen, normal bir hayat sürmeye çalışır.

Guts, kılıç kullanan son derece güçlü kiralık bir savaşçıdır. Hayata dair beklentisi pek olmadığı için bir savaştan diğerine koşturur. Ancak bu durum, Hawk paralı lejyon birliğine önderlik eden ve Gutsı hezimete uğratan Griffith ile karşılaşmasıyla değişir. Guts, lejyona katıldıktan sonra bu iki adam arasındaki bağ kuvvetlenir. Ancak lejyondaki tek kılıç ustası olan Casca bu durumu ve Gutsın dikkatleri ve ilgiyi üzerine çekmesini kabullenmekte zorluk çeker. Bu iki adam birlikte savaşırken, Griffith kendisine vadedilmiş olan gizemli amaçları uğruna gücünü artırmaya devam eder. Ne zamana kadar Guts ve Girffith bu amaçlar uğruna savaşmaya devam edeceklerdir ve ne zaman kader bu iki adamı ayıracaktır?

Bir samuray efendisi, yeni doğmuş oğlunun organlarını savaş alanın üstünlük sağlamak için 12 şeytana feda etti. Yine de, terk edilmiş olan bu bebek, bir doktor sayesinde hayatta kalmayı başarır. Vücudunu tek parça olarak geri almak için çok sayıda şeytanı avlamaya karar veren genç kahraman,yolculuğu sırasında Japonya’nın en büyük hırsızı olduğu söylenilen bir yetimle karşılaşır.

Teogonia, insanların ve yarı insan ırklarının amansız çatışmalarının yaşandığı bir evrende geçiyor. Hikayenin ana karakteri Kai, Rag köyünde yaşayan sıradan bir gençtir. Kai, köyünü korumak ve ailesinin geçmişini öğrenmek için mücadele ederken, tanrılar ve doğaüstü varlıklarla dolu bir dünyada kendini bulur. Dizi, Kainin bu zorlu yolculuğunda karşılaştığı düşmanlar, dostluklar ve içsel çatışmalarla dolu bir macerayı anlatıyor. Teogonia, aksiyon, dram ve fantastik unsurları bir araya getirerek izleyicilere sürükleyici bir deneyim sunuyor.

Urobuchi Gen ve Type-Moonun Fate/Zero adlı light novelından uyarlamadır. Kutsal Kâse Savaşı... Ödülü mucizevi olduğu söylenen efsanevi Kutsal Kâse olan 7 büyücü (Efendi) ve çağırdıkları 7 kahraman ruhun (Hizmetkârlar) arasındaki ölümüne bir dövüş. Artık 4. Kutsal Kâse Savaşına geldik. Bir önceki 3 savaşta bir kazanan çıkmadı. Bireysel hedef ve hırslarının peşinde büyücüler Fuyukide çarpışıyor. Bütün büyücüler Kutsal Kâse için her şeyi yapacaktır. Biri hariç... Kotomine Kirei amacı olmayan bir büyücü. Kaderin ağlarından kurtulamayarak kendini isteksiz bir şekilde savaşın ortasında bulur, fakat kaderin işi rakiplerinden biri eski bir düşmanı olan Emiya Kiritsugu çıkar. Herkesten daha acımasız ve sert bir insan. Kutsal Kâsenin sunduğu mucizeleri arzulayan birisi...

Kurosaki Ichigo 15 yaşında normal bir öğrencidir ancak ölülerle iletişim kurma becerisine sahiptir. Ichigonun babası ve kardeşleri aileye ait bir klinik işletmektedirler. Ölüm tanrısı olan Kuchiki Rukia, bir gün Ichigonun odasına camdan girer ve Ichigonun onu görebildiğine çok şaşırır. O anın kargaşasında orada bulunan kayıp ruh ile dövüşürlerken Rukia, güçlerini Ichigoya aktarır. Ölüm tanrısı güçlerine sahip olan Ichigo, Rukia ile beraber kayıp ruhları yok etmeye başlar.

Yugi Mutounun büyükbabası, ona kimsenin çözemeyeceği eski bir Mısır Yap-Bozu hediye eder ama Yugi parçaları bir araya getirince, hayatı sonsuza kadar değişir. Yap-Boz, Yugiye geçmişte kalan bir ruh verir ve ikisi birlikte çalışınca daha güçlü ve kendine daha çok güvenen bir düellocu ortaya çıkar. Kısa süre sonra, Düello Canavarları adlı kart oyununun gizemli yaratıcısı Pegasus J. Crawford, Yuginin büyükbabasını kaçırır ve Yuugi, Pegasusun düzenlediği Düello Canavarları turnuvasına katılmak zorunda kalır. Şimdi Yugi, turnuva boyunca düellolar yapmalı ve büyükbabasını kurtarabilmek için Pegasusu da yenmelidir.

Trigun hikâyesi, uzak gelecekte çölleşmiş bir gezegende geçiyor. Ezergeçer Vash, başına 60.000.000.000$ ödül konmuş, çok acımasız, efsanevi bir kanun kaçağıdır. Herhangi bir kente gidişiyle ilgili herhangi bir dedikodu çıksa bile o kent anında tahliye edilir. Ancak, gerçek Ezergeçer Vash ile hakkında söylenenler birbirini tutmamaktadır. Trigunun gizemli, anlaşılması zor ana karakteri aslında içinde daha bir kahramansıdır; bazen de tam bir aptal gibi davrandığı zamanlar olur.

Clannad, sorunlu bir lise öğrencisi olan Tomoya Okazaki’nin, çevresindeki insanlarla kurduğu ilişkiler sayesinde hayatını ve kendisini yeniden keşfetmesini konu alır. Tomoya, okul hayatına ve geleceğe karşı umutsuz bir tavır içindedir. Ta ki bir gün, okul yolunda içine kapanık ama iyimser bir kız olan Nagisa Furukawa ile tanışana kadar. Nagisa’nın hayali, okulun drama kulübünü yeniden canlandırmaktır. Tomoya, ona yardım etmeye karar verir ve zamanla sadece Nagisayla değil, diğer öğrencilerle de derin bağlar kurar. Bu süreçte her karakterin kendi geçmişi, acıları ve umutları ortaya çıkar. Clannad, dostluk, aile, kayıp, sevgi ve büyüme temalarını işleyerek duygusal ve etkileyici bir hikâye sunar.

Sessizlikten ve karanlıktan geliyorlar. Gökten iniyorlar. İnsan etine aç durumdalar. Her yerdeler. Onlar Parazitler, saldırıp hayatta kalmak için insanların kontrollerini ele geçiren uzaylı yaratıklar. Bir kez kurbanlarına bulaştıkları zaman istedikleri ölümcül şekle dönüşebiliyorlar: Dev dişli canavarlar, kanatlı şeytanlar, elleri bıçaklı yaratıklar... 17 yaşındaki Izumi Shinichi, Tokyonun sakin bir mahallesinde annesi ve babasıyla yaşamaktadır. Bir gece Parazitler olarak adlandırılan solucanımsı uzaylılar dünyayı istila edip insanların kulaklarından ya da burunlarından girerek beyinlerinin kontrolünü ele geçirirler. Shinichi uyuduğu sırada bir Parazit kulağından girmeye çalışır. Ama o sırada Shinichi kulaklık taktığı için Parazit başarısız olur ve sağ koluna girerek kolun kontrolünü ele geçirir. Bu Parazitin adı ise Migidir. Shinichi, Miginin yukarılara çıkıp beynine ulaşmasına engel olur. Böylece ikisi de kişiliklerini ve akıl sağlıklarını kaybetmezler. İkili diğer Parazitlerle karşılaştıklarında tuhaf durumlarından yararlanır ve hayatta kalabilmek için yavaş yavaş aralarında güçlü bir bağ oluşmaya başlar. Çift, Shinichinin insan beyninin hala bozulmamasının üzerine diğer Parazitlere karşı bir mücadele vermeye karar verirler. Shinichi, Migiden yardım alırken insanları hunharca yiyen Parazitlere karşı savaşmaya kendini mecbur hisseder.

Asta ve Yuno aynı gün yetimhaneye terk edilmiş iki yetimdir. Çocukken birbirlerine meydan okuyup kimin Büyü İmparatoru olacağını görmeye söz verirler. Ne var ki yıllar geçtikçe ikisinin arasındaki fark uçurumlara dönüşür. Yunonun büyü konusunda 10 parmağında 10 marifet varken Asta büyü bile kullanamaz ve bu sebeple fiziksel antrenmanlara yönelir. Pes etmek nedir bilmeyen Asta bir gün inanılmaz bir güç elde eder ve iki arkadaş aynı amacın peşinde yola koyulur.

**Hokuto no Ken** (Fist of the North Star), kıyamet sonrası bir dünyada geçen, sert dövüş sahneleriyle ünlü bir aksiyon serisidir. Ana karakter **Kenshiro**, Hokuto Shinken adlı ölümcül bir dövüş sanatının varisi olup, zulme uğrayanları korumak ve kaçırılan sevgilisi Yuriayı bulmak için çorak topraklarda yolculuk eder. Düşmanlarına dokunuşlarıyla iç organlarını parçalayan özel teknikler kullanır. Seri boyunca Kenshiro, güçlü düşmanlarla savaşırken adalet, fedakârlık ve insanlık temalarını işler. Ünlü repliği **Omae wa mou shindeiru** (Zaten ölü sayılırsın) ile tanınır.

San Magnolia Cumhuriyeti, komşu Gidian İmparatorluğu’nun Lejyon olarak bilinen insansız hava araçları (Dron) tarafından kuşatılmıştır. Yıllarca süren özenli çalışmalardan sonra, Cumhuriyet sonunda tek taraflı mücadeleyi zayiatsız bir savaşa çevirmek için, ya da en azından hükümetin iddia ettiği buydu, kendi otonom hava araçlarını geliştirdi. Gerçekte ise kansız savaş diye bir şey yoktur. Güçlendirilmiş duvarların ötesinde Seksen Altı cumhuriyet bölgesini koruyan ve ‘varolmayan’ Seksen Altı bölgesi uzanır. Terk edilmiş bu bölgenin genç erkek ve kadınları Seksen Altı olarak damgalanır ve insanlıklarından sıyrılıp savaşta ‘insansız!’ hava araçlarına pilotluk yaparlar. Shinn, savaş alanında genç Seksen Altılıların bir müfrezesinin eylemlerini yönetiyor. Lena ise özel haberleşme denetimcisi. Bu ikisinin şiddetli ve hüzünlü veda hikayesi başlıyor!

Doğa Ash Lynxi güzel yarattı; yetiştirilme tarzı ise onu soğuk ve acımasız bir katile dönüştürdü. Papa Dino Golzine tarafından evlatlık alınan, varisi ve cinsel oyuncağı olarak büyütülen bir kaçak olan Ash, şimdi 17 yaşında asi bir genç olarak kendisini yetiştiren şeytanın uzattığı krallığı reddeder. Ancak Ashin ağabeyini Irakta delirten korkunç sır, Papanın doyumsuzca hırslı ellerine düşmüştür — ve bu tam da saf kalpli Japon fotoğrafçı Eiji Okamuranın Ash Lynx ile tanışması için en yanlış zamandır.