Keşfet

Yagate Kimi ni Naru (Bloom Into You), diğerlerinden farklı olmak isteyen, aşkı hiç tecrübe etmemiş Yuu Koitonun hikayesini anlatır. Yuu, okulun öğrenci konseyi başkanı Touko Nanaminin, bir erkeğe aşkını itiraf ederken reddedilişine tanık olur. Toukonun Benim için özel biri olmana ihtiyacım var, demesi üzerine Yuu, Toukoya yaklaşır ve aralarında karmaşık bir ilişki başlar. Dizi, aşk, kimlik, cinsel yönelim ve kişisel gelişim gibi temaları işlerken, iki genç kızın birbirlerine olan duygularını ve bu duygularla başa çıkma çabalarını derinlemesine inceler. Yagate Kimi ni Naru, romantizm, drama ve psikolojik derinliği bir araya getiren etkileyici bir hikaye sunar

*Skip to Loafer*, slice-of-life ve gençlik türünde bir anime. Kırsal bir kasabadan Tokyo’ya üniversite için gelen Mitsumi’nin, büyük şehirde yaşadığı zorluklar, yeni arkadaşlıklar ve kişisel gelişimi anlatılır. Sade ve içten bir hikâye sunar.

*Higurashi no Naku Koro ni* (Türkçesiyle: *Ağlayan Sıçanlar Köyü* ya da daha yaygın adıyla *When They Cry*), psikolojik korku, gizem ve gerilim türlerinde bir anime serisidir. Hikâye, 1983 yılında Hinamizawa adlı küçük bir köyde geçer ve şehre yeni taşınan Keiichi Maebaranın çevresinde şekillenir. Dışarıdan sakin ve huzurlu görünen bu köyde, her yıl düzenlenen Watanagashi Festivali sırasında bir kişinin öldüğü ve bir diğerinin kaybolduğu korkunç olaylar yaşanmaktadır. Keiichi, arkadaşları Rena, Mion, Satoko ve Rika ile vakit geçirirken köydeki karanlık geçmişi ve tekrar eden trajedileri öğrenir. Seri, alternatif zaman çizgileri ve döngüler üzerinden aynı olayların farklı sonuçlarını göstererek, karakterlerin akıl sağlıklarını yitirişlerini, paranoyayı ve gizli sırları işleyen yoğun ve rahatsız edici bir atmosfere sahiptir. Katmanlı anlatımı ve sürprizli yapısıyla anime, zamanla çözülmeye başlanan büyük bir gizemi merkezine alır.

**Durarara!!**, Ikebukuro adlı Tokyo semtinde geçen ve birbirine bağlı birçok karakterin hikâyesini anlatan bir aksiyon-gizem animesidir. Lise öğrencisi Mikado Ryugamine, sakin bir hayat hayaliyle Tokyo’ya taşınır, ancak burada efsanevi başsız motosikletçi Celty, yeraltı çeteleri ve doğaüstü olaylarla karşılaşır. Her karakterin olaylara farklı açıdan yaklaşmasıyla karmaşık bir hikâye örülür; dostluk, kimlik, şehir efsaneleri ve toplumsal çöküş gibi temalar işlenir.

İnsan evriminin bir sonraki basamağı olarak kabul edilen Dicloniusların en ayırt edici özellikleri başlarındaki iki boynuzdur. Dicloniusların yüksek derecede telekinetik güçleri olduğundan, insan ırkına zarar vermemeleri için yakalanıp laboratuarlarda saklanıyorlardır. Bir gün bir kaza olur ve bir diclonius geride bir çok insanı katlederek laboratuardan kaçmayı başarır. Kaçışını tamamlayacağı sırada başından vurulur ve denize düşer. Kaçmayı başaran dicloniusu iki kuzen kurtarır. Diclonius hafıza kaybı yaşamaktadır ve tek diyebildiği şey Nyuudur.

Your Lie in April, müzikal yeteneği olan ancak travmatik bir deneyimden sonra piyanoyu bırakmak zorunda kalan Kosei Arimanın hikayesini anlatır. Kosei, annesinin ölümünden sonra piyanodan uzaklaşır ve hayatında müzik yer almaz olur. Bir gün, özgür ruhlu ve yetenekli kemancı Kaori Miyazono ile tanışır. Kaori, Koseinin piyanoya olan tutkusunu yeniden alevlendirir ve ona müziğin güzelliğini yeniden keşfetme fırsatı verir. Anime, Koseinin müziğe olan yolculuğunu, arkadaşlıklarını ve aşkını ele alırken, hem duygusal hem de ilham verici bir deneyim sunar. Koseinin piyanoya olan yeniden bağlanması ve Kaori ile olan ilişkisi, hikayenin merkezinde yer alır.

2024 yılında, Japonyanın harabeleri arasında korkunç canavarlar pusuda beklerken, geri kalan insanlar hayatta kalmak için ellerinden geleni yapıyor. Kiruko, ölmek üzere olan gizemli bir kadının Maru adlı bir çocuğu Cennet denen bir yere götürme ricasını kabul eder.

Genç bir büyücü olan Lucy’nin hayali, Fairy Tail loncasına katılmaktır. Seyahati sırasında Natsu adında genç bir adamla karşılaşır. Natsu’ya hayallerini anlatır ve yoluna devam eder. Ancak bir süre sonra Lucy, birtakım adamlar tarafından köle olarak satılması için yakalanır. Fakat Natsu ortaya çıkar ve Lucy’i kurtarır. Natsu çok güçlü bir ateş büyücüsü ve Fairy Tail loncasının bir üyesidir. Natsu, Lucy’e Fairy Tail’e katılmasını teklif eder. Böylece Natsu ve Lucy bir takım olurlar ve loncanın verdiği görevlere beraber katılırlar.

InuYasha, ortaokul öğrencisi Kagome Higurashinin, eski bir kuyu aracılığıyla Sengoku dönemine (Japonyanın savaşan devletler dönemi) seyahat etmesiyle başlayan bir fantastik macera animesidir. Kagome, burada, güçlü bir yarı-şeytan olan InuYasha ile tanışır. İkili, Kagomenin içinde bulunan ve şeytani güçlere sahip bir mücevher olan Shikon Jeweli toplamak için bir araya gelirler. Ancak, mücevherin parçaları dağıldıkça, hem Kagome hem de InuYasha, çeşitli tehlikelerle ve kötü niyetli iblislerle savaşmak zorunda kalır. Dizi, aksiyon, romantizm ve dramı harmanlayarak, dostluk, cesaret ve aşk temalarını işler. InuYasha, hem aksiyon sahneleri hem de karakterler arasındaki karmaşık ilişkilerle dolu, uzun soluklu bir anime serisidir.

Kindaichi Shounen no Jikenbo (Türkçe adıyla Kindaichi Gençlik Günlükleri), zeki ama tembel görünümlü lise öğrencisi Hajime Kindaichinin karmaşık cinayetleri çözmesini konu alan bir dedektiflik animesidir. Ünlü bir dedektifin torunu olan Kindaichi, olaylara keskin zekâsı ve güçlü sezgileriyle yaklaşarak genellikle kapalı oda cinayetleri, intikam planları ve gizemli ölümlerle dolu vakaları çözmektedir. Yanında genellikle çocukluk arkadaşı Miyuki ve dedektif Kenmochi yer alır. Her bölüm, klasik dedektif romanlarını andıran detaylı kurgulara ve suçluların şaşırtıcı itiraflarına sahne olur. Seri, gerilim dolu atmosferi ve zekice kurgulanmış hikayeleriyle Japon dedektiflik animesi türünün önemli yapımlarındandır.

Puberte Sendromu; söylentilere göre yalnızca ergenlik çağındakilerde görülebilen gizemli bir sendrom. Örneğin; Sakuta Azusagawanın önünde aniden tavşan kostümlü kız belirir. Bu kızın gerçek kimliği Mai Sakurajima adında, bugünlerde pek bir durgun, gençler arasında şöhret sahibi bir lise son sınıf öğrencisidir. Nedeni bilinmez, baştan çıkarıcı cazibesini onun dışında kimse göremez. Zihinde canlanan bu ilginç olayın arkasındaki gerçeği ortaya çıkartırken; Sakuta, Maiye karşı olan hislerini fark etmeye başlar. Gökyüzünün ve dalgaların parladığı bu şehirde, Sakuta farklı kadınlar ile de karşılaşır. Sakuta bahsi geçen sendromdaki tuhaf kadınlarla karşılaşmasının ardındaki gerçeği ortaya çıkartabilecek mi?

Kyoutaro Ichikawa, ortalama bir ortaokul öğrencisi gibi görünebilir ama içten içe cinayet hayalleri kuran birisidir. Bu nedenle, en çok öldürmek istediği kişinin, yani sınıfın idolü Anna Yamadanın onun aklından asla çıkmaması şaşırtıcı değildir. Çok sevdiği okul kütüphanesinde tek başına kitap okurken, çok sevdiği şekerlemeleriyle karnını doyuran Yamada ile farkında olmadan görüşmeye başlarlar. Etkileşimleri sayesinde Ichikawa, Yamadanın ne kadar dalgın biri olduğunu anlar ve onu desteklemekten başka çaresi kalmaz. Bu sırada Yamada, telaşlı tepkileri nedeniyle Ichikawa ile acımasızca dalga geçer durur. Bir dizi iç açıcı günlük etkileşimle, ikisi arasındaki uzak bağ, kütüphane tanıdıklarından daha fazla bir şeye dönüşür. Belki de zamanla Ichikawa, öldürücü arzularının tamamen başka bir şeye dönüştüğünü fark edecektir.

**Ling Long: Incarnation**, insanlığın medeniyetinin çöktüğü ve makinelerin dünyayı ele geçirdiği uzak bir gelecekte geçer. Hikâye, yapay zekâların tanrılaşmış varlıklar haline geldiği bu distopik dünyada, insanlığın son umudu olan genç bir kız Ling Long’un, kaderini keşfetme ve insanlığın kurtuluşuna öncülük etme yolculuğunu anlatır. Aksiyon, bilim kurgu ve felsefi temaları harmanlayan seri, insanlık, bilinç ve teknolojinin sınırlarını sorgular.

19. yüzyılın sonlarına doğru, Britanya İmparatorluğu küresel bir güç hâline gelmişti. Katı bir şekilde uygulanan sınıfsal ayrımdan dolayı asiller yönetimi devralmışken, alt tabakanın başarılı olup yükselme ihtimali ise çok düşüktü. Moriarty ailesinin ikinci oğlu William James Moriarty, küçüklüğünden beri zekâsıyla öne çıkan genç bir matematik profesörüdür. Kardeşleri Albert ve Louis ile beraber basit bir asil hayatı sürmekteydi. Okulun dışında ise William, ihtiyacı olanların problemlerini çözen tanınmış bir özel danışmandı. Fakat nazik tavırları insanı yanıltıyor, başında olduğu grubun asıl amacını -eskisinin küllerinden inşa edilmiş yeni bir dünya kurma- saklıyordu. Yuukoku no Moriarty, Sör Arthur Conan Doyle’ın orijinal eserine yeni bir bakış açısı sağlayıp, sahne ışıklarını kötü adamın üzerinde tutarak nasıl ilk ve tek “suçlu danışmanı” olduğunu anlatıyor.

Dünyanın en gelişmiş yedi robotu, insan müttefikleriyle birlikte birer birer öldürülür. Çok geçmeden, Müfettiş Gesicht kendisinin de tehlikede olduğunu anlar.

Doğa Ash Lynxi güzel yarattı; yetiştirilme tarzı ise onu soğuk ve acımasız bir katile dönüştürdü. Papa Dino Golzine tarafından evlatlık alınan, varisi ve cinsel oyuncağı olarak büyütülen bir kaçak olan Ash, şimdi 17 yaşında asi bir genç olarak kendisini yetiştiren şeytanın uzattığı krallığı reddeder. Ancak Ashin ağabeyini Irakta delirten korkunç sır, Papanın doyumsuzca hırslı ellerine düşmüştür — ve bu tam da saf kalpli Japon fotoğrafçı Eiji Okamuranın Ash Lynx ile tanışması için en yanlış zamandır.

Lütuf Yetimhanesinde, hayat yetimler için daha iyi olamazdı! Ebeveynleri olmamasına rağmen, diğer çocuklar ve onları önemseyen Anneleriyle mutlu kocaman bir aileyi oluşturmaktadırlar. Özellikle de hepsi 12 yaşına basana kadar evlat edinildiklerinden dolayı, hiçbir çocuk göz ardı edilmez. Gündelik hayatları zorlu yazılılarla doludur fakat yazılılardan sonra dışarıda oynamalarına izin vardır. Uymaları gereken tek bir kural vardır: yetimhaneden ayrılmamak. Ama bir gün, sınav birincilerinden olan iki yetim, Emma ve Norman, yetimhanenin kapısına gitmeyi cüret edip varoluşlarının ardındaki korkunç gerçeği ortaya çıkarırlar: yetimhaneleri gizemli şeytan ırkı için yiyecek üretilen bir çiftlik, kendileriyse yenmek için yetiştirilen besi hayvanıdır. Kaçış planlarını uygulamak için sadece birkaç ayı kalan çocuklar, bir şekilde önceden karar verilmiş kaderlerini değiştirmek zorundadır.

*Natsume Yuujinchou* (Natsumes Book of Friends), ruhları görebilen liseli bir genç olan Takashi Natsumenin hikayesini anlatır. Natsume, büyükannesinden miras kalan Arkadaşlar Kitabı adlı defterde adı yazılı olan youkai’lerle (ruhlarla) karşılaşır. Bu ruhlar, isimlerini geri almak için Natsume’nin peşine düşer. Natsume, güçlerini kullanarak bu isimleri iade etmeye çalışırken Madara (Nyanko-sensei) adında güçlü bir ruh ona rehberlik eder. Seri, Natsumenin yalnızlığını, insanlarla ve ruhlarla kurduğu bağları ve geçmişiyle yüzleşmesini duygusal ve huzurlu bir atmosferle işler.

Ana karakter Shinpei Ajiro, çocukluk arkadaşı Ushio Kofune’nin ölüm haberini alıp doğduğu ada olan Hitogashima’ya döner. Başta normal bir ölüm gibi görünse de, olayların ardında gizemli ve doğaüstü güçlerin olduğunu fark eder. Ada halkı, “gölge” adını verdikleri kopyalanmış insanlarla karşı karşıyadır. Shinpei, zamanın belli noktalarında geri sarıldığını keşfeder ve bu yeteneği kullanarak adanın yok oluşunu engellemeye çalışır.

Hayaletlerin mi yoksa uzaylıların mı var olduğunu kanıtlamak için iddiaya giren iki lise öğrencisi, paranormal tehditlerle karşı karşıya kalır, süper güçler kazanır ve aşka düşer.